ATM Hakkında Sık Sorulan Sorular (*)
From :ATM Türk: Amatör Teleskop Yapımı
SAĞLIK ve GÜVENLİK KONULARI
Soru: Camı aşındırma sırasında farkında olmam gereken herhangi bir güvenlik konusu var mı?
Cevap: Evet. Camı aşındırdığınızda, cam tozu üretirsiniz. Bu tozu kuru pudra şeklinde ya da elektrikli aletlerin havaya savurduğu toz şeklinde solumak silikosis adı verilen bir hastalığa yol açacaktır. Bu hastalık aynı zamanda ‘madenci hastalığı’ olarak da bilinir. Silika tozunun ciğerlere nüfuz etmesi ve nefes almanızda sorunlara yol açmasıyla ortaya çıkar ve sonuçları itibarıyla ölümcüldür. Bununla birlikte, çoğu amatör teleskop yapım etkinliği el ile aşındırma ya da yavaş dönen makinalar kullanarak aşındırma yaptıkları ve bu sırada da bol miktarda su kullandıkları için, cam tozu havalanmaya fırsat bulamadan, bir bulamaç içine hapsolur. Bu atıkları güvenli bir şekilde uzaklaştırmak sizin sorumluğunuzdadır. Bunun dışında yüksek hızla dönen elektrikli aletler ve elmas taşlama uçları kullananlar mutlaka cam tozundan sakınmak için koruyucu maske takarak çalışmalıdırlar.
GENEL SORULAR
S: Reflektör ve refraktör teleskoplar arasında ne fark vardır?
C: Refraktör (kırıcı, mercekli) teleskoplarda uzak cisimlerin görüntüsünü oluşturmak için bir mercek (özel olarak akromatik bir mercek) kullanılır. Buna karşın reflektör (yansıtıcı) teleskoplarda aynı iş, bir içbükey ayna kullanılarak yapılır.
S: Kromatik sapınç nedir?
C: Kromatik sapınç, ışığın bir ortamdan diğerine geçerken tayfına ayrılmasıdır (gökkuşağında olduğu gibi). Bu olay, ışık bir yağmur damlasından ya da bir mercekten geçerken olabilir. Basit bir mercek kullanan bir teleskop ile bir yıldıza bakıldığında, yıldızın etrafını çevreleyen mavi/kırmızı renkli bir hale görülür. Bunun sebebi, merceğin odak uzaklığının mavi-mor dalgaboyu için, kırmızı renklere göre daha kısa olmasındandır ve böylece yıldız görüntüsü oluşurken farklı odak uzaklıklarında oluşan görüntüler üst üste toplanarak bu kusura yol açarlar. Kromatik sapınç, birleşik bir mercek kullanılarak azaltılabilir ve farklı dalga boyları için farklı odak uzaklıklarının ortaya çıkması engellenebilir. Böyle birleşik merceklere akromatik mercekler adı verilir. İçbükey aynalarda bu tip sorunlar ortaya çıkmaz.
S: Objektif ve göz merceği nedir?
C: Objektif, teleskopta görüntünün oluştuğu ana bileşendir. Bir yansıtıcı teleskopta içbükey bir ayna, kırıcı bir teleskopta ise akromatik bir mercektir. Göz merceği, ufak bir mercek ya da bir dizi ufak mercekten oluşturulmuş doğrudan içine bakılan parçadır. Objektif tarafından oluşturulan görüntüyü büyültmek için kullanılılır.
S: Bir teleskobun büyültmesini nasıl hesaplayabiliriz?
C: Teleskobun büyültmesi, objektifin odak uzaklığının, göz merceğinin odak uzaklığına bölünmesiyle bulunur.
S: Bir teleskop aynasının ya da merceğin ‘odak oranı’ ne demektir?
C: Teleskop aynasının ya da merceğin ‘odak oranı’ ayna/merceğin odak uzaklığının ayna/merceğin çapına oranıdır. Böylece, 6 inç çapında bir aynanın odak uzaklığı 48 inç ise, odak oranı 48 / 6 = 8 olarak bulunur ve odak oranı f/8 olarak gösterilir. Küçük odak oranına sahip sistemler (f/4 civarında) ‘hızlı sistemler’ olarak adlandırılırlar. Aynı şekilde büyük odak oranlarına sahip sistemler de ( f/10 civarındakiler) ‘yavaş sistemler’ denilmektedir. Böylece, örneğin 6 inç f/6 bir ayna, yine 6” f/10 aynadan ‘hızlı’dır. Bunun sebebi, f/4 odak oranına sahip bir objektifin daha ufak ve parlak bir görüntü oluşturması ve bu nedenle de fotoğraf çekimlerinin daha kısa sürelerde yapılabilmesidir.
S: Bir teleskobun çözünürlüğü nedir?
C: Bir teleskobun çözünürlüğü, Ay üzerindeki kraterler, çift yıldızlar vbg. ufak ince ayrıntıları algılama gücüdür. Bu yetenek, objektif çapına bağlı olarak artar.
S: Sagitta nedir?
C: İçbükey bir ayna, küresel bir kase şeklindedir. Sagitta, bu kasenin tam orta noktadaki (kenarlara göre) derinliğidir. Aynanın kaba aşındırması sırasında düz bir yüzey ile başlanır ve bu içeri doğru eğri yüzey oluşturulur.
S: ATM alanında kullanılan kısaltmalar nelerdir?
C: Bazı çok kullanılan kısaltmalar şunlardır:
- ATM = Amateur Telescope Making / Amatör Teleskop Yapımı
- TOT = Tool on Top / Alet (aynanın) Üzerinde
- MOT = Mirror on top / Ayna (aletin) Üzerinde
- TDE = Turned down edge / Aşağı Dönük Kenar
- TUE = Turned up edge / Yukarı Dönük Kenar
- CoC = Center of curvature / Eğrilik merkezi – ya da - Center over Center / *Merkez Merkez Uzerine (kullanıldığı yere göre değişir)
- RoC = Radius of curvature / Eğrilik Yarıçapı. İçbükey bir ayna için RoC, odak uzaklığının iki katına eşittir.
AYNA MALZEMELERİ
S: Bir ayna yapmak için hangi tür camlar kullanılabilir?
C: Çok çeşitli camlar kullanılarak ayna yapılabilir. Bunlar arasında pencere camı (soda-kireç ya da levha cam olarak da adlandırılır), Pyrex ya da quartz gibi diğer nadir bulunan pahalı çeşitler de kullanılmaktadır. ATM çalışmaları için levha cam ve Pyrex en çok kullanılan çeşitlerden ikisidir. Levha cam, Pyrex’e göre daha yumuşaktır, yaklaşık üç kat daha yüksek bir ısıl genleşme katsayısına sahiptir ve genellikle daha ucuzdur. Quartz, mümkün olan en iyi ayna malzemesi olarak kabul edilmektedir ve hem Pyrex’e hem de levha cama göre çok daha sert ve pahalıdır. Farklı üreticilerin farklı isimler altında piyasaya sürdükleri cam çeşitleri vardır: Duran, Zerodur, Borofloat, Sital, Suprax,.. … gibi.
S: Ne tür cam kullanmalıyım?
C: Yukarıda sayılan malzemelerin herhangi birisiyle de mükemmel ve kullanılabilir aynalar yapılabilir. Hepsinin avantajları ve dezavantajları vardır. Sadece bilgi olması açısından – Mount Wilsongözlemevindeki 100 inçlik teleskobun aynası levha camdan yapılmışken, Palomar’daki 200 inçlik ayna Pyrex’dir. Böylece her iki cam türünün de çok büyük aynaların yapımı için kullanıldığı görülmektedir.
S: Ayna yapımına uygun olmayan cam türleri var mıdır?
C: Evet içinde yabancı maddeler, yüzeye yakın kabarcıklar bulunan ve uygun şekilde tavlanmamış camlar kullanılmamalıdır. Teleskop aynası yapımı için özel olarak satılan camlarda bu sayılan kusurlar olmamalıdır. Kabarcıklar, ergimiş cam içinde kalan hava kabarcıkları tarafından oluşturulurlar ve eğer yüzeye yakın olurlarsa, aşındırma sırasında yüzeyde bir oyuk oluşmasına yol açarlar. Yabancı maddeler, üretim sırasında cam harmanının yeterince karıştırılmaması nedeniyle görülür. Bunlar, camın çeşitli yerlerinde farklı mekanik ve ısıl karekteristikler göstermesine yol açarlar ve daha düşük optik performans elde edilmesi sonucunu getirirler.
Cam üretilirken, tüm malzemeler karıştırıldıktan sonra eritilmekte ve daha sonra da soğutularak katılaşmaktadır. Cam soğurken az bir miktar da olsa büzülmekte ve çekmektedir. Eğer soğutma işlemi gerekenden daha hızlı yapılırsa, camın farklı bölgeleri farklı miktarlarda büzülüp çekecektir. Bu da, cam oda sıcaklığına indiği zaman bile gitmeyecek olan bir miktar mekanik gerilimin kalmasına yol açacaktır. Aşındırma işlemi, bu bölgeleri ortaya çıkarabilecek ve camın deforme olmasına yol açacaktır. Bu durumdan kaçınmak için cam belirli soğutma eğrilerine uygun olarak oldukça yavaş bir şekilde soğutulur ve cam levhanın her bölgesinin aynı sıcaklık derecesine ulaşabilmesi için yeterli zaman tanınır. Böylelikle soğuma sırasında ısıl gerilimler kaybolarak sıcaklık düşümüne devam edilir. Bu sürece ‘tavlama’ adı verilir. Bu şekilde soğutulmuş camlardaki iç mekanik gerilim ihmal edilebilir ölçülerdedir.
Camın uygun şekilde tavlanıp tavlanmadığını kontrol etmenin en kolay yolu bir polarize filtre arkasından bakmak ya da polarize camları olan bir güneş güzlüğünün camlarını çıkartarak arka arkaya getirdikten sonra bunların arkasından bakmaktır. Bu iki cam, üst üste konulup döndürüldükçe, bir noktada görüntünün karardığı gözlenecektir. Bu sırada cama bakıldığında eğer cam da kararmış şekilde görünüyorsa sorun yoktur. Parlak renkli ya da aydınlık bölgeler görüyorsanız, bu camın uygun şekilde tavlanmamış olduğu yargısına varabilirsiniz.
İLK AYNANIZIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ SEÇMEK
S: İlk ayna için hangi büyüklük en iyisidir?
C: Genelde ilk ayna büyüklüğü olarak önerilen 6 inç ya da 8 inç gibi ölçülerdir. Bununla birlikte ilk ayna olarak daha büyük çapları seçerek (örneğin 12, 16 hatta 18 inç) bunu da ilk denemelerinde başarıyla tamamlayan amatörler de vardır. Ufak çapların önerilmesinin nedeni, ilk ayna sırasında yapılması olası hataların ufak çaplı bir aynada, büyük aynalarla karşılaştırıldığında çok daha kolay ve çabuk düzeltilebilecek olmasındandır. Bunun yanında unutulmamalıdır ki ilk ayna sırasında sadece ayna üretimi ile değil aynı zamanda gereken becerilerin kazanılması ile de uğraşılacaktır. Bunun için de bir öğrenme eğrisi söz konusudur ve ufak çaplı aynalarda bu eğriyi tırmanmak çok daha kolaydır.
S: Cam ne kadar kalın olmalıdır?
C: Geleneksel olarak, ayna yapılacak camın kalınlığı, çapının altıda biri kadar olmalıdır. Bu kurala uygun olacak bir örnekle, 6 inç çapında bir aynanın yapılacağı cam en az 1 inç kalınlığında olmalıdır. Bunun nedeni, gereken mekanik kararlılığın sağlanmasıdır. Cam esnek bir malzemedir ve kendi ağırlığı altında eğilerek deforme olacaktır. Bu deformasyon son derece küçük de olsa, ışığın dalga boyu ile kıyaslandığında önemli bir miktardadır. Teleskop aynasının yüzeyi, dalga boyunun kesri ölçeğinde duyarlıdır ve bu tür deformasyonlar, yüksek kalitedeki optik bir yüzeyi sağlamak için asgariye indirilmelidirler. Bunu yapmanın bir yolu, aynayı olabildiğince kalın bir camdan yapmaktır. Yukarıdaki çap / kalınlık oranına sahip aynalara ‘tam kalınlıkta’ aynalar ya da camlar denilmektedir.
Bu her zaman tüm aynaların kalın olması gerektiği anlamına gelmez. Bir ayna aşındırma, cilalama ve biçimlendirme aşamalarında uygun şekilde desteklenerek teleskop içinde de uygun şekilde yerleştirilerek kullanılabilir. 12, 14 ve 16 inç çaplarında aynalar, 19 ve 25 mm kalınlıklarındaki levha camlardan başarıyla üretilmişlerdir. (levha camlar en fazla bu kalınlığa kadar bulunabilmektedirler.)
AŞINDIRICILAR VE AŞINDIRMA
S: Aynayı aşındırmak için kullanılan aşındırıcılar nelerdir?
C: En yaygın kullanılan aşındırıcılar arasında silisyum karbür, aluminyum / seryum oksit ile rouge (hematit / manyetit) sayılabilir. Aşındırıcılar tanecik büyüklüklerine (grit) göre derecelendirirler ve daha kaba parçacıklara daha büyük sayılar karşılık gelir.
S: Hangi aşındırcıları kullanmalıyım?
C: Tipik bir aşındırıcı dizisi, kaba aşındırma için karborondum 80 ile başlayıp, 220, 400, 600, 1000, 1500 gritler olarak ince aşındırma ile devam edebilir. Tam olarak bu sıranın takip edilmesi gerekli değildir. Aynı derecede uygun olan bir diğer dizi, 60, 180, 320, 500, 900 ve 1200 olabilir. Bu konuda daha fazla bilgi için Stellafane sitesini ziyaret edebilirsiniz.
S: Aşındırma aleti nedir?
C: Alet, işlenmemiş aynanın sürtülerek şekil verilmek için kullanılan malzemedir. Bir başka cam disk ya da üzerine cam mozaikler yapıştırılmış alçı bir disk olabilir. İşlenmemiş ayna ile aynı büyüklükte ya da bir miktar daha küçük olabilir.
S: Kamburlaştırma (hogging) nedir?
C: Kamburlaştırma, ayna yüzeyine olabildiğince çabuk olarak içbükey biçim kazandırmak için 40, 60 ya da 80 grit tanecik büyüklüğünde silisyum karbür ve cam disklerden metal borulara kadar değişen aletler kullanılarak yapılan hızlı aşındırma işlemidir.
S: Islatma (wet) nedir?
C: Aluminyum oksitler, silisyum karbürlerden farklı olarak su ile karıştırılarak ayna ile alet arasında püskürtülerek kullanılırlar. Çok ince bulamaç şeklindeki bu aşındırıcı etkinliğini kaybedip işlev göremez hale geldiğinde, yenilenmesi gerekir. Her yenilemeye ‘ıslatma’ adı verilir. Yeni ıslatma ile birlikte, cam tozları ve bir miktar ufalanmış aluminyum oksit tozu da alet ile cam arasından uzaklaştırılmış olur.
S: Bir ıslatmanın sonuna gelmiş olduğumuzu nasıl anlayabiliriz?
C: Islatma sonuna doğru, aşındırma sırasında çıkan tipik sesin karakteristiği değişir, havanın ve çalışma ortamının nem ve sıcaklık koşullarına bağlı olarak, sürtünme çok fazlalaşır hatta alet ve ayna yapışmaya başlar. Bunun yanında su / aşındırıcı karışımı renk ve biçim değiştirerek gri ya da beyaz sulu bir cam tozu, artık aşındırıcı ve su bulamacına dönüşür.
S: Yeni bir grit dizisine geçilmesi gerektiğine nasıl karar vereceğim?
C: Bir sonraki grit dizisine geçmeden önce, çalıştığınız gritten bir öncekinin ayna yüzeyinde yol açtığı tüm oyuk ve çiziklerin giderilmiş olması gerekir. Bunun olup olmadığını anlamanın tek yolu da yüzeyi yeterli ışık ve bir büyüteç ya da göz-merceği altında dikkatlice incelemektir. Eğer tüm oyuklar kabaca aynı boyutta ise, büyük ihtimalle daha ince olan bir sonraki grit dizisine geçebilirsiniz. Yalnız bunu yaparken, kuvvetli bir ışık kaynağı altında ve dikkatlice tüm yüzeyi incelediğinizden emin olmalısınız. Önceki gritlerin yol açtığı oyuk ve çizikler yüzeyin bir yerinde kalmış olabilir. Bunların yerlerini not ettikten sonra iki ya da üç ıslatma daha yaparak yüzeyde bir önceki büyük grit tarafından oluşturulmuş oyuk olup olmadığını tekrar kontrol edebilirsiniz.
Eğer yüzeydeki büyük oyuklar tüm çabalarınıza karşın yine de kaybolmuyorlarsa, bir kaç ıslatma daha yapmayı deneyebilir ya da daha da kötüsü, grit büyüklük sıralamasında bir geri giderek daha kalın bir grit ile bunları gidermeyi deneyebilirsiniz. Çünkü büyük olasılıkla önceki gritler ile çalışırken yeterince özenli davranmamış olmalısınız.
CİLALAMA VE BİÇİMLENDİRME
S: Aşındırma ve cilalama arasındaki fark nedir?
C: Aşındırmada, grit parçacıkları iki sert yüzey arasında yuvarlanırken, bu yüzeyler arasında ufak parçalar kopartır. Cilalamada, aşındırıcı yumuşak bir yüzeye gömülür ve yüzeyi daha düzgün bir şekle sokar. Cilalamanın tam olarak nasıl olduğu konusu henüz tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Cilalama etkisinin aynı zamanda ısıl olduğu yolunda iddialar vardır. Diğer bir değişle, aşındırıcı sürtünme sırasında ortaya çıkan ısıyla birlikte bazı kimyasal etkileşimlere yol açmakta, bu da yüzeydeki mikro oyukları ortadan kaldırmaktadır. Meraklı okuyucular, cilalama sırasında niçin ince aşındırmada kullanılan aşındırıcıların kullanılamadığını sorabilirler. Yanıt, ‘aslında kullanılabilir’ şeklindedir. Çok çok ince aşındırılarla gerçekten de bir ölçüde cilalama sağlanabilmektedir. Ama bununla birlikte çok kullanılan ve uygun cilalama maddeleri ile karşılaştırıldığında yeterli kalitede cilalama yapılamamaktadır.
S: Lap yapımında hangi maddeler kullanılmaktadır?
C: Lap yapımında kullanılan maddeler arasında optik reçineler ve balmumu vardır. Yol katranı ve çatı izolasyonunda kullanılan katran da optik reçine çeşidi olarak kabul edilebilir. Bu işlemler sırasında kullanılan lap, cilalanacak camın içbükey şeklini alacak şekilde deforme olarak bu geometriye uyabilmelidir. Bunun anlamı, lap yüzeyini oluşturan optik reçinenin düşük bir erime sıcaklığına sahip olması gerektiğidir. Ayna yüzeyindeki içbükey çukurluğa uyabilmesi için, lap genellikle bir ısı kaynağı kullanılarak bir miktar ısıtılır ve yumuşatılır. Lap malzemesi camdan çok daha yumuşak olmalıdır, aksi takdirde camı cilalamak yerine onu aşındıracaktır.
S: Hangi cilalama malzemelerini kullanabiliriz?
C: Cilalama bileşikleri arasında rouge (hematit / manyetit), Seryum Oksit (CeO) ve barnezit gibi maddeler vardır. Barnezit genelde çok yaygın değildir. Rouge ve seryum oksit en yaygın cilalama maddeleridir. Seryum oksit pembe/turuncu ya da beyaz renkli bir maddedir. Rouge’dan daha hızlı cilalar ve onun gibi etrafı lekelemez. Rouge ya da demir oksit (hematit) koyu kırmızı (siyah renkli rouge’lar da vardır) bir maddedir ve temas ettiği her yeri efsanevi şekilde kirletir – dolayısıya rouge ile cilalama yaparken eski kıyafetler giymek gerekir! CeO kadar hızlı cilalama yapmaz, ama genel kabul edildiği şekilde, daha düzgün cilalanmış bir yüzey meydana getirir. Optik bir çalışmada yeterli sonucu almak için her iki madde de kullanılabilir.
S: Lap üzerine niçin kanallar açmalıyız?
C: Lap üzerine kanallar açmanızın birkaç nedeni birden vardır. Öncelikle, cilalama karışımının (su ve Seryum Oksit / rouge) lap yüzeyi altında serbestçe dolaşabilmesini sağlamak içindir. İkincisi, sıcak ya da soğuk bastırma yapıldığında optik reçineye akacak bir yer sağlayarak, yüzeye tam uymasına olanak sağlamak için de kanallara gerek vardır.
Lap üzerindeki kanalların açılmasıyla ortaya çıkan kare şeklindeki bölgeye ‘faseta’ adı verilir. Lap yüzeyine herhangi bir şekil oluşturacak istediğiniz şekilde kanal açabilirsiniz. Gerçekte, ufak bir miktar rasgelelik, bölgelenme hatalarının önlenmesi açısından yararlı sayılmalıdır.
Lap üzerine kanallar açarken, bir fasetanın ne ortasının ne de kenarının lap merkezine rastlamamasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde aynada bölgelenme hataları oluşacaktır.
S: Eğer bir lapın yüzeyinde kabarcık şeklinde oyuklar varsa, yine de kullanılabilir mi?
C: Evet. Kabarcıklar cilalama karışımı için bir rezervuar işlevi görürler. Elbette ki eğer lap yüzeyinde çok fazla kabarcık var ve optik reçine çok az ise ayna ile temas edecektir ve bu durumda taze bir cilalama lapı yapmak daha akıllıcadır.
S: Biçimlendirme (figuring) nedir?
C: Biçimlendirme, cam yüzeyine çok hassas bir optik form kazandırma işidir. Cam ilk kez cilalandığında, yüzeyin biçimi büyük ihtimalle rasgele düzensiz bir şekildir. Biçimlendirmenin amacı bu düzensiz biçimi, düzenli bir şekle ve genellikle de bir paraboloide dönüştürmektir. Genel yaklaşım, ilk önce biçimi bir küreye dönüştürmeye çalışmak ve sonra da orta kısmı derinleştirerek (buradaki camı cilalama ile bir miktar aşındırarak) bu şekli parabole dönüştürmektir.
S: Cilalama ve biçimlendirmede çok kullanılan hareketler nelerdir?
C: En yaygın iki aşındırma hareketi ‘merkez merkez üzeri hareketi’ ('CoC- Center Over Center') ile 'W' hareketidir. CoC hareketinde, aynanın merkezi, aletin (lap) merkezi üzerinden geçen düz bir çizgi boyunca hareket eder. W hareketinde ise, aynanın merkezi, lap merkezi üzerinde ‘W’ şekli çizecek şekilde hareket eder. Bunun dışında hareketin özelliğini belirleyici başka parametreler de vardır. Bunlar hareketin uzunluğunu belirlerler. Örneğin 1/3 hareket, (ya da 1/3 yarıçap hareketi) toplam yer değiştirmenin, ayna yarıçapının 1/3’ü kadar olduğunu gösterir. Böylece, ayna lap üzerinde, önce bir tarafa sonra da diğer tarafa olmak üzere çapının 1/6’sı kadar dışarı taşacak şekilde hareket eder. Daha kısa hareketler (1/3 den daha az) yüzeyi küresel hale getirirlerken, 1/2 ve daha uzun hareketler (özellikle W hareketi) orta kısmı bir parabol olacak şekilde derinleştirir.
TEST
S: Ayna üzerindeki bölgeler nedir?
C: Bölgeler, ayna merkezine göre ortalanmış yüzük (halka) şeklinde alanlardır. Örneğin % 70 bölgesi, orta noktasının yarıçapı aynanın yarıçapının % 70’inden geçen bir bölgedir. Bölgelerin önemi aynaların test edilmesi sırasında anlaşılabilir. Eğrilik yarıçapına (ayna küresinin merkezine) yerleştirilen noktasal bir ışık kaynağıyla aydınlatılan küresel bir ayna için, tüm bölgelerden yansıyan ışık, noktasal kaynağa tekrar geri yansıyacaktır. Parabol şekilli bir ayna için ise, farklı bölgelerden yansıyan ışık, değişik konumlarda odaklanacaktır. Gerçekte, farklı bölgelerden geri yansıyan ışığın nerelerde odaklandığını ölçüp bunları daha önceden hesaplanmış teorik değerlerle karşılaştırarak, ayna yüzeyinin tam biçimi bulunabilmektedir.
S: Parabolik aynalar için bölgesel düzeltmeler nelerdir?
C: Eğrilik yarıçapındaki noktasal bir ışık kaynağı tarafından aydınlatılan parabolik bir ayna için, ayna ekseni boyunca farklı bölgeler, farklı noktalarda odaklanacaktır. Merkezi bölge ile, en dıştaki bölge arasındaki fark r*r/R bağıntısıyla bulunur. Burada r aynanın yarıçapı, R ise aynanın eğrilik yarıçapını ('radius of curvature') göstermektedir. Örneğin, 6 inç f/8 bir aynada r=3 inç ve R =2*f=2*48=96 inç’dir. Böylece merkez ve en dış bölge arasındaki fark 9/96=0.09375 inç olarak bulunur. Böylece bir bölgenin odak noktasını bulabilmek için ışık kaynağı sabit durumdayken, test aletindeki bıçak kenarı hareket ettirilir.
Belirli bir bölgenin odağının bulunması, aynadan geri yansıyan ışığın bıçak kenarı ile kestirilmesi ve bu sırada aynanın kararmasının gözlenmesi ile bulunur. Bir bölgenin odak noktasında, tüm bölge homojen biçimde kararacaktır. Genelde bıçak kenarı ve ışık kaynağı aynı platform üzerine monte edilirler. Bu şekilde her ikisi de birlikte hareket ederler. Bu durumda buna karşılık gelen düzeltme de r * r / (2 * R) bağıntısı ile bulunur.
İKİNCİL AYNA
S: İkincil ayna hangi biçimde ve ne kadar düz olmak zorundadır?
C: İkincil ayna optik olarak düz olmak zorundadır. Çünkü görüntünün oluşmasını doğrudan etkileyen optik yol üzerinde yer alır ve üzerindeki herhangi bir kusur, doğrudan elde edilecek görüntüdeki kusura yol açar. Bunun sonucu olarak da ışığın dalga boyunun 1/4'ünden daha iyi olmalıdır.
İkincil aynanın şekli ile ilgili olarak, çoğunun merkezi örtmeyi asgariye indirmek için elips şeklinde olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte dikdörtgen aynalar da kullanılabilir.
KUNDAKLAR
S: Ekvatoryal kundak nedir?
C: Ekvatoryal kundağın, gökyüzünün herhangi bir noktasına yöneltilmek için iki ekseni vardır. Bunlardan birine kutup ekseni denir ve dünyanın dönüş ekseni ile paralel hale getirilerek hizalanır. Sadece bu eksende döndürüldüğünde, ekvatoryal kundak bir yıldızın hareketini izleyebilir. Ekvatoryal kundak şeklinin Alman, çatal ve boyunduruk gibi farklı çeşitleri vardır.
S: Alt azimut kundak nedir?
C: Alt azimut bir kundakta da iki eksen vardır. Bunlardan birisi dikey ve diğeri de yataydır. Dikey eksen, azimut açısını değiştirmeye diğeri de yüksekliği değiştirmeye yarar. Bu kundak çeşidinin popüler bir çeşidi de Dobsonian kundaktır.
(*)Make Your Own Telescopes Yahoo grubunun bir metninden cevrilmistir.
geri