ATY2009 Sona Erdi

From :ATM Türk: Amatör Teleskop Yapımı

ATY 2009'un sonrası
İstanbul Kültür Üniversitesi'nin ve değerli hocalarımızın öncülüğünde gerçekleştirilen ATY2009 sonrasındaki değerlendirmeleri kapalı bir grup içinde bugüne kadar yaptık. Özellikle neleri daha iyi yapabilirdik, bir daha benzeri bir çalıştay yapılabilir mi, yapılabilirse nasıl olur? gibi sorular etrafında konuştuk ve zaman zaman da konuşuyoruz.

Bu konuşmalardan çıkarttığımız sonuçların bir kısmını paylaşma düşüncemiz daha önce de vardı. Özellikle benzer çalıştaylar düzenleyecek kişilere, çalıştayla ilgili birikimlerin aktarılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. ATY2009 ile ilgili söyleyeceklerimizi,

  • ATY2009 Hazırlık Aşamaları
  • Çalıştay süreci
  • Çalıştay sonrası


olmak üzere üç bölüme ayırarak özetleyebiliriz. Bu bölümlerin her biri için bizim gördüklerimiz ve çıkartığımız sonuçlar dışında elbette ki başka görüşler ve sonuçlar da çıkartılabilir.

ATY2009 Hazırlık Aşamaları
Çalıştayın hazırlıklarına, 2008 yılı Temmmuz ayında saygıdeğer hocalarımız Dursun Koçer ve Ethem Derman'ın da katıldıkları Bursa Uludağ'da düzenlenen 'Yıldızlar Altında Gökbilim' kampında başladık. Hazırlanan toplantı notunda bu çalıştayda yapacaklarımızın, 2 yıl önce düzenlenen ATY2007'den farklı olarak daha ileri bir noktaya gelmesi gerektiği, katılımcılarım tamamı tarafından aynı şekilde kabul edildi.

Sonrasında, aralarında eğitmenlerin de bulunduğu çekirdek bir çalışma gurubu oluşturuldu ve bu grup, Ağustos ayından başlayarak çalışmalarına başladı. Çalıştayda yapılacak teleskobun tasarımı Rhino3d uygulamasında şekillenmeye başladı ve ilk prototip de Eylül ayında ortaya çıktı. Mudanya'da dört arkadaş toplanarak yaptığımız ilk çalışma toplantısında, prototipin eksikleri üzerinde çalışıldı Özellikle optik tüp komplesinin bağlantı yöntemleri ve diğer ayrıntılar konusunda düzeltmeler yapılması gerektiğini gördük.

Dobsonian kundağımız hem yeterince hafif ve kolay taşınabilir olmalı aynı zamanda da çok hafif olup rüzgar ya da dış kuvvetlerin etkisiyle titrememeliydi. Birbiri ile çelişen bu özeliklerin sağlanması oldukça güç bir işti. Ayrıca daha da önemlisi, kundak parçalarının montajında el becerisi olabildiğince az gerekmeli, tüm parçalar birbiri ile tam 90 derece olacak ve aralarında boşluk kalmayacak şekilde vidalanabilmeliydi.

Optik tüpün ağırlık merkezi, takılacak gözmerceği ve diğer donanımlara göre değişeceğinden, yükseklik eksenindeki kritik dengeye ulaşılabilmesi için tüpün yatakları içinde istenildiğinde kaydırılabilmesi, kundağın sağ ya da sol tarafında oturarak gözlem yapma tercihine göre de yuvası içinde döndürülebilmesi gibi ilave seçenekleri de düşündük. Sonuç olarak, her tasarımda olduğu gibi, kriterlerimizin bir kısmını oldukça iyi karşılayan, bir kısmını ise idare edecek derecede karşılayan bir tasarım ortaya çıktı.

Arka arkaya gelen toplam 9 tasarım değişikliği ve imalat sonasrında hocalarımıza gösterebileceğimiz son prototip, soğuk ve rüzgarlı bir havada Kilyos'taki Solar Beach'e birleştirilmeye hazır şekilde götürüldü ve 10 - 15 dakikalık bir süre içerisinde bir araya getirildi. Bunu takip eden günlerde, çalıştay için gereken tüm malzemelerin olabildiğince tam bir listesini olşuşturmaya başladık.

Bu sırada, gözmerceği, Rigel 1X bulucu, ikinci ayna gibi kalemlerin yurt dışından ithal edilmesinin daha uygun olacağını düşünerek, tedarikçi ve fiyat araştırmasına da başladık. 9 ve 25 mm lik Plössl gözmerceklerini bu satıcıdan, Rigel 1X bulucuları buradan, ikincil aynaları ise buradan satın aldık.

Bu üç kalem malzemeyi tek bir satıcıdan sağlamak gerek fiyat gerekse lojistik ve gümrük maliyetleri açısından avantajlı olacak olsa da, maliyetleri ve riskleri arttırmak pahasına, farklı üç tedarikçi ile birden çalışmayı seçtik. Satıcılar, liste fiyatlarında bir miktar indirim de yaptılar.

Çalıştayın yüz civarındaki katılımcısı için herkes bir adet hasabıyla , 100 küsur adet cilalama lapı yapımı, ya da optik tüp komplesinin en büyük parçasını oluşturacak olan karton sonotube'lerin hazırlanması gibi emek yoğun işlerin de Temmuz ayından çok daha önce başlanılması gerektiğini kestirerek, bu işleri de aramızda paylaştık. Tasarıma göre, kalınlığı 15 mm olan su kontraplağı sınıfı huş kontraplağın 125 x 250 cm lik plakasından 2 adet teleskobun kundağı ve tüpü için gereken parçalar, çok az fire ile kesilebiliyordu.

Bu durumda 55 plaka kontraplak satın almak ve CNC kesimin yapılacağı yere çalıştay tarihinden en az 2 ay öncesinden götürmek gerektiğini planladık. Her plaka için ortalama 1 saat civarında kesim zamanı gerektiğinden, tüm levhaların kesilmesinin günler ya da haftalar alacağını gördük. Bu konudaki en büyük şansınmız, kesimi yapacak olan Sn. Uğur Buyuran'ın bizim heyecanımızı paylaşması ve elinden gelen her yardımı yapması oldu.
Kundak parçaları, dışarı ile nem alışverişi yapmamalarnı engellemek için gruplanarak büyük boy çöp poşetleri içine konuldu ve tüm herşeyin geçici olarak bir arada depolandığı İstanbul Kültür Üniversitesi'ndeki çalışma odasına taşındı.

Optik tüpler için kullanılacak karton Sonotube'ler Bursa'daki bu üreticiden tedarik edildi. Sonotube'ler kumaş toplarının üzerlerine sarıldığı masuralar ya da inşaat sektöründe de beton dökümü sırasında kalıp olarak kullanılıyorlar.

Bu karton tüplerin üzerine uygun konumda montaj deliklerinin açılması işini, deliklerin yanlış yerlere açılması veya bunları açarken oluşabilecek yaralanmalardan kaçınmak için katılımcılara bırakmayıp, hazırlıklar dahilinde kendimiz yapmaya karar verdik. Delikleri hassas şekilde açtıktan sonra tüplerin içini mat siyaha boyama işini de kendimiz yaptık. 110 civarında Sonotube daha sonra Mudanya'dan İKÜ'deki depomuza bir kamyonla nakledildi.

Sonotube'lerin hazırlanması dışında ikincil ayna tutucusu, birincil ayna hücresi montaj parçaları, helisel odaklayıcı gibi çok sayıda parçayı da hazırlık çalışmalarında aramızda en büyük katkıyı sağlayan Uğur İkizler arkadşımız tasarladı ve üretti.

Teleskop kitlerinin içlerine konulacağı karton kutuların da imalatı tamamlanıp elimize ulaşmasından sonra, kundak montajı için gereken bağlantı elemanları, laminat yüzeyler, lastik takozlar, yapıştırıcılar ve akla gelebilecek her türlü ufak tefek malzemeyi de toplu olarak satın alıp, gruplayarak kutulara koyma işlemini de birkaç haftasonu süren çalışmalarla 2009 Haziran ayı başında tamamlayabildik.
Kutulara koymadığımız malzemeler arasında sadece aynaların yapılacağı 6" (152.4 mm) çapında 19 mm kalınlığındaki soda-kireç camları, aşındırıcılar ve optik reçine gibi malzemeler kaldı. Bu malzemelerden özellikle camların tedarik edilmesi bizi epey zorladı. Yine de her biri oldukça sıkı toleranslarla kesilmiş ve dik şekilde rodajlanmış 230 adet cam, istediğimiz tarihten önce İKÜ'deki depomuza ulaştı. Teleskobun ayna çapına ve odak uzaklığına karar vermek üzere aramızda konuşurken, uygun koşullarda bulabileceğimiz cam konusunda oldukça uzun araştırmalar yapmış, Şişecam A.Ş. ve Cam Ocağı gibi kuruluşlarla da konuşmuştuk.

Tüm hazırlıklar tamamlandığında Haziran ayına girmek üzereydik. Çalıştay sırasında bu teleskop kitleri katılımcılar tarafından toplanmaya çalışılırken ne gibi zorlukların olabileceğini aramızda tartışmaya başladık. Öngördüğümüz ilk zorluk, katılımcıların aslında çok da kolay olmayan tel örümcek montajını yapıp yapamayacakları konusuydu. Diğer bir konu, ağaç vidalarını yerlerine takarken zorlanıp zorlanmayacakları. Ayna yapımı ve testleri ile ilgili fazlaca kaygılamadık çünkü o kadar kısa süre içinde optik olarak kusursuz bir ayna yapmalarını beklemiyor, sadece düzgün şekilde cilalanarak parlamasını yeterli görüyorduk.

Kundak parçalarının birbirine dik olarak herkes tarafından aynı şekilde monte edilebilmesi için, CNC kesim zamanını arttıracağını bildiğimiz halde, paneller üzerinde gerekli yerlerde 2 mm derinliğinde derzler öngördük. Böylelikle, örneğin kundak dikmelerinin yerleri göz hassasiyeti ve el becerisine olabildiğince az gerek duyacak şekilde vidalamak mümkün oldu.
Vida delikleri de aynı şekilde işaretlendi veya delindi. Olabilecek tek yanlışlık, normal olarak uzun ağaç vidası ile bağlanması gereken parçaları, daha kısa vida ile bağlayarak yeterince sağlam bir montaj yapamamak ya da tersi durumda kısa vida ile bağlanması gereken elemanlarda uzun vida kullanarak parçaları çatlamasına ya da vidanın ucunun dışarı çıkmasına yol açmak olabilir diye düşündük.

Başucu ve yükseklik eksenlerindeki laminat yüzeyler de aynı şekilde CNCde kesildi ve kundak kitleri ile birlikte paketlendi. Bu parçaların kırılma riski olduğu için yapıştırılmaları sırasında katılımcıların bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorduk ama bununla ilgili bir sorun çıkmadı.

Çalıştay mekanı ve teleskop yapım kitlerinin paketlenmesi çalışmalarını tamamlamaya az bir süre kala, katılımcıları seçerek onları davet etmek için gereken hazırlıklara da başlandı. Çalıştaya kimleri çağırmamız gerektiğini yaklaşık olarak biliyorduk. Bu kişilere ulaşmak için Milli Eğitim Bakanlığı'nın dağıtım olanaklarından da yararlandık. Orta öğretim kurumları öğretmenlerinden 250 civarında başvurudan yedek liste ile birlikte 110 kadarını seçtik. Bu listeye daha sonra dışarıdan birkaç katılımcı daha eklendi.

Çalıştay Süreci

Çalıştay sonrasındaki ilk hedefmiz, katlımcıların hepsinin de ayrılırken, kendi çalışmalarının karşılığında ellerinde birer 6" teleskopla çalıştaydan ayrılmasıydı. Çalıştay programını yaparken bu konuyu sürekli göz önüne aldık. Bu amaca 4 gün gibi kısa sürede ulaşmak ve 100 adet aynanın yapımı ile ilgili olarak düşündüğümüz zorluklardan birincisi cilalama laplarının dökümüydü. Sıcak optik reçinenin, 100 kişinin oldukça sıkışık bulunduğu bir mekanda kazasız belasız, kimseyi yakmadan dökebilmek için çok büyük dikkat gösterdik. 100 cilalama lapı, rekor denilebilecek kısa bir sürede RTV silikon kalıplara döküldü. Her katılımcıya cilalama lapını kirlenmeden ve ezilmeden saklayabilmesi için plastik bir şeffaf kutu sağlamıştık. Bu kutular içinde lap ve ayna, aralarında Seryum Oksit bulamacı olacak şekilde saklanacaktı.

Montaj için gereken vida, pul, somun, yay, vbg. irili ufaklı parçaları içine koyduğumuz kapları aynı zamanda lap saklama kabıu olarak da kullandık. Daha sonra bu konudaki çok tecrübeli kişilerden, lap ve aynayı saklayabilmek için en doğru yöntemin, kapağı sıkıca kapanan ve hava geçirmeyen bir kap kullanılması olduğunu öğrendik. Böylelikle ayna altta, cilalama lapı üstte olacak şekilde, aralarına boya kıvamında Seryum Oksit sürülecek ve kabın içindeki su da gerekli nemi sağlayarak, lapın aynaya yapışmasını önleyecektir. Lapın üzerindeki reçinenin şeklinin aynaya sürekli uyum içinde kalmasının da basit bir çözümü bu şekilde sağlanmış olabilr.

Aynalar cilalanırken, ilave Seryum Oksit kullanılmayacak, cilalama sırasında sadece zaman zaman lap yüzeyine atomizer ile su püskürtülecektir. Bu şekilde uygun bir teknik kullanılarak 6" lik bir ayna 6 saat süresinde cilalanabilir. Çalıştayda, daha önceden bu konuda yeterince deneyimimiz olmadığından, gereğinden fazla Seryum Oksit bulamacı kullanarak cilalama süresini bir miktar geciktirdik.

İdeal çalışma koşullarında, 6" aynaların kaba aşındırması için 3 - 4 saat, ince aşındırması için 4 - 5 saat olmak üzere ortalama 7 - 9 saat harcanması fazlasıyla yeterli. Cilalamayı da lap yapımı ve gerekli hazırlıklar için kulanılacak süreyi de hesaba katarak bir çalışma günü süresince bitirmek, ertesi günü de test ve biçimlendirmeye ayırmak şeklinde bir plan yapılmalı. Böylece, bir gecikme olmadğı takirde 4 günlük süre sonunda kaplanmış aynalar, sahiplerine geri verilebilir. ATY 2009 sırasında kaba / ince aşındırma ve cilalama / biçimlendirme aşamaları için toplam 4 gün ayrılmıştı.

Aynaların aşındırıması, kaba ve ince aşındırma aşamalarında olabilecek risklerden aklımıza gelen ilki, bazı katılımcıların çalışma sırasında aynalarını ya da aşındırma aletlerini yanlışlıkla ellerinden düşürerek kırabilecekleriydi. Bu, sadece çalışmanın hemen başında bir katılımcının başına geldi ve kendisine verilen yedek camlarla çalışmasına kaldığı yerden devam etti.

Sagitta ölçümü için 4 adet mastar ve komparator saati öngörmüştük ve bu sayıda da isabetli bir tahmin yaptığımızı gördük. Kaba aşındırma yapmakta olan katılımcılar, zaman zaman yerlerinden kalkarak ölçüm yapabildikleri masalara giderek 6" f/6 ayna için hedeflenmesi gereken 1.58 mm civarındaki derinliğe ulaşıp ulaşmadıklarını kontrol ettiler.

Aynaların ve aşındırma aletlerinin pahlanması konusunda da aşırı bir zorluk çıkmadı. Bunun için dağıttığımız elmas aletler ve zımpara blokları ile kullanıcılar, ayna ve aletlerin kenarlarından parça kopmasına engel olacak şekilde her iki yüzeyi de pahladılar.

Aşındırıcıları her birinde 4 katılımcının çalıştığı masalara plastik bardaklar içinde dağıttık. Bunların etrafı kirletmemesi, kaba aşındırıcların, herhangi bir şekilde ince aşındırıcılara karışmaması, ince aşındırma aşamasındaki bir aynanın, daha geri aşamadaki bir ayna için kullanılan aşındırıcı tozlarla kirlenmemesi için sürekli olarak önlem almaya çalıştık.

Bu konuda alınabilecek bir önlem, kaba aşındırma aşamaları için ayrı bir yer, ince aşındırma aşamaları için ayrı bir yer, cilalama için de üçüncü bir yer kullanmak olabilir. Çalıştayın yapıldığı yerde bu olanak ne yazık ki yoktu.
Cilalama aşamasında, sonucunu kestiremdikleri uzun ve tekrara dayalı bir iş yapam katılımcıların ilgisini canlı tutmak biraz zor oldu. Cilalama laplarının kapanmakta olan kanallarını jilet ve maket bıçağı ile açarken aynaların ve etrafın kirlenmesi gibi sorunlar çıktı. Lap kanallarını açmak için Amerika'dan gelen deneyimli teleskop aynası yapımcısı Gerald Wright'ın yanında getirdiği tek taraflı ve çok keskin jilet bıçaklarını kullanarak, bu işin daha kolay olduğunu uygulamalı olarak gördük. Hazırladığımı optik reçinenin sertliği, Temmuz aynın sıcaklarında oldukça iyi netice verdi. Normal olarak her çalışma sıcaklığı için ayrı bir reçine karışımı kullanılması gerekiyor.

Katılımcı sayısının çokluğundan kaynaklanabilecek zorlukları da kestirmeye çalıştık. 100 kişinin hepsine aynı anda bir şeyi tarif etmek, yeterince güç br iş. Herkesin tarif edilen işi hatasızca ve bir seferde anlayamayabileceği de ortadaydı. Sekiz kişiden oluşam eğitmen kadromuz, acaba 100 kişiye hakim olabilecek miydi, bunu da çalışmalar sırasında görecektik.

Cilalama sonrasındaki aşama olan Ronchi testi aşaması içn 4 adet kartondan yapılmış test tüneli hazırladık. Test tünelleri sayesinde gündüz aydınlığında Ronchi bantlarını kolaylıkla görebildik. Katılımcılara, aynalarının yüzeylerinde gördükleri bantların şekillerinin, olması gerekenle ne kadar ayrı olduğuna bağlı olarak hangi düzeltme ve biçimlendirme hareketi yapacakları tarif edildi. Kısıtlı zamanda herkes aynasını mümkün olan en iyi biçime getirmeye çalıştı.

Aynaların biçimlendirmesi kabaca tamamlandıktan sonra, kaplama sonrasında karışmaması için elmas kalemler aynaların arka yüzlerine katılımcının isim ya da işaretleri kazındı. Daha sonra kayılımcılar aynalarını ellerinden geldiği kadar temizlediler ve kaplanmak üzere aynalar vakum kaplamanın yapılacağı şirkete götürüldü.

Vakum kaplama öncesinde aynaların gerekitği gibi temizlenememesi ciddi bir sorun oluşturdu. Bu kadar kalabalık organizasyonlarda, biçimlendirme sonrasında aynaların temizlenmesi için de ayrı bir çalışma alanı düşünülebilir. Burada sabunlu su ve plastik kıllı fırça ile kaba temizliği yapılan aynalar, daha sonra aseton ile yağlarından arındılırdıktan sonra Izopropil alkol (IPA) ile iyice temizlenerek, kirlenmeyecek şekilde birer kapaklı kap içine konulabilirler. Vakum kaplama sırasında çok sayıda aynayı hızlıca hereket ettirebilmek için aynaların şeğerlerine 50 cm uzunluğunda plastik kelepçelerin sıkılması da düşünülebilir. Böylece kaplama sırasında çok sayıda aynanın işlem görmesi sırasında vakit kaybedilmez.

Yeterince temizlenmemiş aynalar, vakum kaplama sonrasında hatasız görünseler bile, bir süre sonra kaplanan yüzeyin üzerinde çeşitli kusurlar ortaya çıkablmektedir. İşin kötüsü, bu kusurların ortaya çıkabilmesi için en birkaç günlük bir süreye gereksinim vardır. Dolayısıyla çalışma alanının temizliği, aynaların optik reçine, seryum oksit ve yağlar başta olmak üzere potansiyel kirleticilerden mükemmel şekilde temizlenebilmesine, azami dikkat etmek gerekmetedir. Çalıştayda bu konuda yeterince özenli olamayan katılımcıların aynalarında bu türden sorunlar oldu.

Kaplanmış olarak çalıştay alanına gelen aynaların sahiplerine dağıtılmasından sonra yapılacak kritik bir iş, bunların ortasının işaretlenmesidir. Optik hizalama için kritik öneme sahip olan bu işi, ATY2009'da aynaları dağıtmadan önce biz eğitmenler olarak topluca yaptık. Böylelikle, yüzeyin kirlenme veya hizalama etiketlerinin (ortası delik beyaz delikli zımba güçlendirme etiketleri) yanlış yapıştırılma risklerini de azalttık. Bu aşamanın planlanmaını dikkatlice yapmakta yarar var.

Ayna hücresi içerisindeki aynanın korunması görece daha kolay olduğundan katılımcılardan aynalarını olabildiğince çabuk monte etmelerini istedik. Dolayısıyla aynalar kaplanmadan geldiği anda, içine yerleştirileceği tüm parçaların montajı da bitmiş olmalıdır. Aynı şekilde teleskopların ikincil aynaları, ayna tutucularına daha önceden siikonla yapıştırılmaldır. Bunun sebebi de aynı şekilde yapıştırma hatalarının önlenmesi ve işlerin biraz basitleştirilmesidir.

Çalıştay Sonrası
Katılımcıların bir kısmı, çalıştay sonrasında teleskoplarını kendi olanaklarıyla yanlarında giderken götürdüler. Kalanların teleskoplarını evlerine ulaştırma işini bir kargo şirketi üstlendi. Kargo şirketinin nakliye sırasındaki özensizliği, bazı teleskopların aynalarnının ayna hücrelerinden düşerek hasar görmesine sebep oldu. Daha iyi tasarlanmış bir ayna hücresi veya daha özenli bir kargo şirketi ile önlenebilecek bir sonuçtu bu. Teleskop kitlerini içerisine koymak için karton kutu yaptırırken, bu kutuların bitmiş teleskopları taşımaya uygun boyutta olması gerektiğini aramızda tartışmıştırk. Belki de ilave bir önlem olarak bu da düşünülebilir. Tabi bu durumda özellikle kundak komplesinin sökülebilir şekilde tasarlanması gerekliği ortaya çıkacaktır.

Katılımcıların seçimi ideal şekilde yapılabildi mi? Bu, çeşiti şekillerde cevaplanabilecek bir soru. Başvuran adayların sayısı 250 değil de 2500 ya da 25.000 kişi olsa, belki de daha uygun katılımcılara ulaşabilecektik. Tabii bu sayı arttıkça, seçim için en objektif yöntemi bulabilecek miydik, bu da ayrı bir tartışma konusu. Bir sınav yaparak ya da kura çekerek katılımcı seçimi yapılmasının uygun bir yöntem olmayacağı aşikardı. Onlardan kendilerini tanıtan kısa bir paragrafta niçin bu çalıştaya katılmak istediklerini açıklamalarını istemiştik. Gelen yanıtların değerlendirilmesi de, tahmin edilebileceği gibi objektif olmayan şekilde yapıldı. Yazdıkları, bize orijinal gelen ve amatör gökbilime daha çok hizmet edebileceğini düşündüğümüz adayları seçmeye gayret ettik.

Çalıştay alanının fiziksel koşulları, sonucu çok etkilemese de, eğitmenler olarak işleri biraz zorlaştırdı. Belirli bir anda topluca bulunan katılımcıların sayısının 25 kişiyi geçmemesi gerektiğini planlama aşamasında konuşmuş olmamıza karşın, çalşmalar sürekli olarak 100 katılımcının bir arada bulunduğu tek bir fiziksel mekanda yapıldı. gelecekteki çalıştaylarda, bu konuya dikkat gösterilmesi, daha iyi sonuçlar alınmasını sağlayabilir.

Çalıştay boyunca ilk gün dışında katılımcılar çalışmalarına oldukça erken saatlerde başlayabiildiler. Öğlen yemek molasının en çok 1 saat civarında tutulması, akşam saat 18:00 civarında verilecek 1 - 1.5 saatlik moladan sonra da katılımcıların, planlanmış diğer etkinlikler de gözetilerek saat 21:00 - 22:00 civarına kadar çalışabilmelerine olanak sağlanması da düşünülebilirdi. Özellikle ayna yapımı aşamasında bu ilave sürelerin faydalı olacağını gördük.

Çalışma alanındaki organizasyon, katılımcıların olabildiğince az hareket ederek çalışmalarına olanak sağlayacak şekilde yapılmalı. Örneğin zaman zaman maslarına bazı malzemeleri alıp geri bırakmaları gerekiyorsa, bu istasyonlar, çalışma alanının ortasında bulunmalı. Masalar, bu kaynaklar çevresinde dairesel şekilde yerleştirilmeli. Optik testlerin yapıldığı istasyonlar ise, önlerinde uzun kuyruklar oluşabileceği düşünülerek hazırlanmalı. 100 katılımcı için bu istasyonların sayısı 10 civarında olmalı. ATY 2009'daki 4 test istasyonu, sayıca yetersiz kaldı ve bunların önlerinde sıralar oluştu.

Katılımcılara çalıştay sırasında dağıtılcak şekilde planlanan ve üzerinde herkesin ad ve soyadları yazılı t-shirt'lerin hazırlanması fikrini uygulamamız çok yerinde oldu. Benzer şekilde, çalışmayı hatırlatacak, plaket, çanta, takvim vbg. eşyaların da hazırlanması düşünülebilirdi. Hatta bunlar çalıştaydan çok önce ve sonra da dağıtılabilirdi. Böylelikle yapılanların duyurulması konusunda daha etkili bir yol bulunabilecekti.

Çeşitli TV kanalları, çalıştay sırasında gelerek çeşitli röportajlar yaptılar. Dergi ve gazetelerde bazı haberler de çıktı. Hatta uluslararası Sky & Telescope dergisinde de bir haber yer aldı çalıştay konusunda. Bu türden etkinliklerin öncesinde ve sonrasında daha geniş şekilde ilgilenebileceklere duyurulabilmesi için neler yapılabileceği konusu, zaman ayırılarak araştırılmalı. Mevcut iletişim kanallarının büyük kısmı için fazla haber değeri taşımasa da, benzer etkinliklerden fayda görebilecekken sadece duymadığı için katılamayan kişiler olduğunu sanıyoruz. Bu sakıncayı ortadan kaldıracak etkinlikte, duyuru ve tanıtım faaliyetlerini planlamanın, en az çalıştayın kendisini planlayıp gerçekleştirmek kadar zor ve önemli olduğunu gördük.

Çalıştayla ilgili duyuruların bir kısmını İstanbul Kültür Üniversitesi'nin web sayfalarında görebilirsiniz. 2009 yılı, aynı zamanda Uluslararası Astronomi Birliği tarafından uluslararası gökbilim yılı olarak da belirlenmişti. Galileo Galilei'nin teleskop ile gözlem yaptığı ilk yıl olan 1609'un 400. yıldönümydü. Bu nedenle, çalıştay uluslararası ölçekte önemli kabul edilen bu olayın ülkemizdeki belli başlı etkinliklerinden birisi olacak şekilde düşünüldü. Çalıştay ile ilgili haberler, daha sonra astronomy2009.org adlı sitede de yer aldı.